Muharrem AK 1946 Trabzon Eskiköy’de doğdu. Resmiyette 1950 doğumlu olarak kayıtlı. Çocukluğu Eskiköy Kemerli mahallesinde geçti.

Her zaman güler yüzlü ve bizlere şefkatle davranan bir büyüğümdü. Giyimiyle kuşamıyla farklıydı. İlkokul yıllarımda ilk fotoğraf makinesini ve ilk Plak cihazını onda gördüm.

Muharrem AK 1969 Yılında Rize’de Çay Fabrikasında işçi olarak çalışmaya başlayarak bir öncü oldu. Eskiköy’den çay fabrikasına ilk giren en genç Muharrem AK olmuştur. O yıllarda Çay fabrikasında işçiler yılda 4 ay çalışıyorlardı.

ASKERDEYKEN BABASINI KAYBETTİ

Ailenin en büyük çocuğu olarak 1970 Yılında askerlik görevini yaparken trafik kazasında babasını kaybedince ailenin tüm sorumluluğu üzerine kalır.

Askerden terhis olduktan sonra Rize Çay fabrikasında mevsimlik olarak çalışmaya devam ederken Trabzon’da bir iş yeri açma planları yapmaya başlar.

O yıllarda köy halkı geçimini ektikleri ekinlerden besledikleri hayvanlardan sağlıyorlardı. Koyun çobanlığı yaylacılık geçim kaynağı idi. Yaz aylarında Komşu köy Gökçekaya (Karziya)’ya yevmiyeye Rize’ye çay toplamaya gidenler kazandıkları parayla geçim sağlıyorlardı. Yada yurt dışı ülkelerde gurbetçilikle gelir sağlanıyordu. Köyümüzde kamuda çalışan sigortalı işçi memur o yıllarda yoktu.

Muharrem AK 1973 Yılında Trabzon’da Emniyet Müdürlüğü karşısında Gülbahar Hatun mahallesinde Küçük İmaret Mezarlığı’nın batısında yer alan Hamza Paşa Cami yanında arsa da Ak Karo Famerit Atölyesi‘ni hizmete açtı.

Yeni makineler alarak hızlı bir şekilde maddi büyüme yaşar. 3 yabancı 7 kişi köyden olmak üzere 10 işçi çalıştırır. Trabzon’da alanında rakipsiz olur. Yoğun sipariş alır. Karo taş almak için 9 araç sıraya girdiği günler olur. İşler o derece iyi ilk yıllar. İstekleri karşılamak için atölyede çalışmalar yoğun bir şekilde devam eder.

1975 Yılında Trabzon Ticaret Lisesi sınavını kazanıp okula kayıt yaptım, kiralık oda bulmama Muharrem AK yardımcı olmuştur. Kiralık oda bulma hikayesini buradan okuyabilirsiniz.

ÖĞRENCİYKEN BENİM ADRESİM “AK KARO FAMERİT ATÖLYESİ” İDİ

Ticaret Lisesinde öğleye kadar eğitim görürdük. Okulda teneffüslerde öğrenci arkadaşlara fotoğraf çekerdim, öğleden sonra da Trabzon sokaklarında seyyar fotoğrafçılık yapardım. Olcay matbaasında makbuz bastırmıştım, resim çektiğim kişilerden aldığım ücrete göre makbuz keserdim. Çektiğim filmleri Stüdyo Girne, Foto Tahsin’de tab ettirir ertesi gün fotoğrafları dağıtırdım. Mekan olarak adresim Muharrem AK’ın atölyesi yazıhanesiydi.

Muharrem abiyi iş için arayanlar olurdu hususi taksi çağırır gider iş görüşmesini yapar gelirdi. Murat taksinin yeni çıktığı yıllar.

Muharrem AK artık yazın çay fabrikasında işçi, atölyesinde ise patrondur.

Köylülerin Trabzon’a yılda bir kere gidemediği o yıllarda Muharrem AK şirket sahibi 10 kişi işçi çalıştıran bir patron olur. İyi de para kazanır.

İyi gelir elde eder kardeşi Ahmet’in evliliği için altınları hazır eder, elinde bir miktar para da biriktirir ama hayatının yanlışını yapar hiç anlamadığı kahvehane işine girer.

SERMAYEYİ İYİ YÖNETEMEDİM HİÇ ANLAMADIĞIM KAHVEHANE İŞİNE GİRDİM

1975 Yılında 1 Nolu Erdoğdu Mahallesi Kayalık Türbe Sokak 2A da bu dükkanı baştan sona tadilat yapıp yenileyerek ruhsat alıp kahvehane açtı.

Kahve kapandıktan sonra bu dükkanda hiç bir faaliyet olmadı, boş duruyor.

Benim de durak yerlerim atölyenin yazıhanesi ve açılan kahvehane oldu. O yıllarda kahvede bira da satılıyordu. Atölyede çalışan Şakir ÇEVİK iş haricinde kahvede takılıyordu onunla kağıt oynadığımı anımsıyorum.

Muharrem AK abimizi 09.04.2021 günü telefonla aradım görüştük.

Muharrem AK, ticaret hayatımın çöküşünü başlatan işte bu kahvehane diyerek şöyle serzenişte bulundu:

“Kahvenin yerini sıfırdan yaptırdım epey masraf ettim. O yıllarda kahvede bira dahil her türlü meşrubat satılırdı. Kahve gece geç saatlere kadar açık olduğu için müşteri gelir bira ister sarhoş olur tatsızlık tartışma olma durumu her zaman meydana gelebilir düşüncesini stresini taşıdım.

Sarhoş kişilerle gece vakti başımıza iş alırız diye kahveyi satmayı düşündüm ve kaynatam tarafına taksitle sattım. Maalesef taksitlerim ödenmedi mecburen geri aldım. Bir müddet çalıştırdıktan sonra tekrar bir başka akrabama sattım ancak oradan da tarafıma para ödenmedi. Kahvehane kaldı başıma, dolayısıyla maddi sıkıntı yaşamaya başladım.

Atölyenin sermayesine ortak aramaya başladım ve İhsan ÖZTÜRK ile konuştum. Ben atölyeden ayrılıyorum sen kardeşim Ahmet ile işletmeye devam edin dedim ve öyle karar aldık.

Çoğunluk hisse İhsan ÖZTÜRK’e ait olmak üzere atölye çalışmaya devam ediyordu ki Amerika ambargosu neticesinde 1979 Ecevit hükümeti zamanında iş hayatında kriz başladı zaten zar zor işletmesini yürüttüğümüz atölyede olan hissedarlığımızın tamamını İhsan ÖZTÜRK’e devrettik. Devretmede bir karo makinesini tarafımıza aldık.

O tek makine ile Akçaabat Kavaklıda (Rahman Cami karşısında) atölye açarak kardeşim Ahmet taş dökmeye başladı. (1982 yılında köyde tadilat yaptığım evin döşeme karolarını buradan almıştım)

Sıfırdan başladığımız atölyede sermayemizin yeterli olmaması bizi iflasa sürükledi. Bunda işletmesinden anlamadığım kahvehane açmak ve bu kahveyi satmak sattığım kişilerden alacaklarımı tahsil edememek kişilerden faizle borç para alarak yüksek miktarda faiz ödemek ticari yaşamımda iflasıma neden oldu. Her zaman iyi niyetli olmamın ticarette zararını gördüm.

Bu ekonomik sıkıntılar yaşadığım günlerde kişilerden yardım aldım ama bana esas yardım eden ve bataktan kurtaran baban Hasan abi ile amcaların Mustafa ve Pirağa abim olmuştur. Rahmetli Pirağa abim tarlada çalışırken işini bıraktı gitti Karziya’da tanıdıklarından borç para buldu geldi bana verdi borcumu ödedim. Keza baban Hasan abi amcan Mustafa abi Almanya’da çalışıyorlardı, onlardan para aldım bir yıl sonra TL olarak ödedim. Benden aramadılar. Mustafa ve Pirağa abim rahmetli oldular, mekanları cennet olsun. Hasan abime Allah uzun ömür versin, iyiliklerini hiç unutamam.

YURT DIŞINDA İSTİKBAL ARAMAYA BAŞLADIM

Avusturya’ya gittim 1981 yılbaşı Avusturya topraklarındaydım. Maalesef iş sahibi olamadım. Geri döndüm.

BEŞİKDÜZÜ İLÇESİNDE KARO ATÖLYESİ AÇTIM

Beşikdüzü ilçesinde açtığım karo atölyesi baya iş yapar hale geldi çevre de edinmiştim, sermaye edineyim de daha büyük işler yaparım diye bu atölyeyi de yine akrabama sattım maalesef paramı alamadım. Tamamen maddi olarak tükendim.

1983 Yılı Nisan ayında Trabzon’dan Eskiköy’den göç ederek Düzce Kazukoğlu Mahallesine geldim yerleştim. Düzce’de çalışarak emekli oldum.

1998 Yılında Düzce’de bir arkadaşla ortak atölye açtık o atölyeyi de 1999 Düzce depreminden sonra kapattık.

Halen Düzce Kazukoğlu mahallesinde ikamet ediyorum. Evimin de içinde yer aldığı parasını ödediğim arsanın halen tapusunu da alamadım.


İki kız üç erkek evladım var. Bu günlere de şükürler olsun. sizleri çok özledim 4 yıl oldu memlekete gelemedim. İnşallah cemal cemale de görüşürüz. Beni tanıyan herkese selam söyle” dedi.

Güzel kalpli insan bizlerden de sana selamlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir