Değirmende öğütülen mısır unu (yakın yıllarda buğday unu) ile helva yapılır tepsiye dökülür bir gece boyunca bekletilir. Sabah kalkar tepsideki helvanın yüzeyine bakılır eğer helvanın üzerinde izler varsa Hızır uğradığına inanılır ve dua edilir, niyetler tutulurdu.

Hızır Orucu Bazı yerlerde 7 gün bazı yörelerde ise, 3 gün oruç tutuluyordu. Toplanan Canlarla Hızır Kurbanı tığlanır Cem yapılırdı.

Perşembe akşamları komşular lokmalarıyla beraber gelirler, Cemde dargın olanlar barıştırılır varsa sorun çözülür. Sorun çözüldükten sonra Hakka çağrılır her hafta Cem yapılırdı toplum birbiriyle kaynaştırılırdı.

ARTIK ESKİ RİTÜELLER YERİNE GETİRİLMİYOR

Hızır umut kapısı, halkın bir zorluktan bir darlıktan çıkma umuduyla, bahara kavuşma umuduyla yaşanan bir inançtır. Önemi dar günlerde, zor günlerde hazır ve nazır olmasıdır.

Ritüelleri eskisi gibi değil çünkü; eskiden dedeler, pirler, talipler hep beraberdi, bir okul gibi birbirlerini eğitirlerdi. Şimdi pirler, talipler birbirinden kopuk yaşıyorlar ve bu ritüeller yerine getirilmiyor. Artık ne pirlik, ne kirvelik, ne de musahiplik biliniyor, bunlar hep inanç sisteminin eksikliğinden kaynaklanıyor, insanların birbirinden uzak yaşaması gibi engelleyici durumlar da var.

Oruç tutan, ibadet eden lokma paylaşan cümle canların dilde dilekleri, gönülde muratları kabul olsun.

Bir yanıt yazın