Sırrı men-arefden nefsimiz bildik
Mürşid karşısında tövbeye geldik
Gönül aynasını pâk edip sildik
Taşradan görünür içimiz bizim.

18. yüzyılın 2. yarısında yaşadı ve asıl adı Güzide’dir. Gelenekleri ve şiiri küçük yaşlardan itibaren babası Feyzullah Çelebi’den ve Hacı Bektaş dergahındaki öteki ileri gelenlerden öğrendi.

Şiirlerindeki genel ifadelerden yola çıkılarak iyi bir eğitim gördüğü Güzide Ana, Katibi olarak da bilinir. Hayatı hakkında ağızdan ağıza nakledilen söylentilerin dışında ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Hacı Bektaş Veli Dergahı’nda, Hazret Avlusu’nun sol taraftaki terasda mezarı bulunduğu bilinmektedir. Şiirlerinde oldukça ileri düzeyde edebiyat ve felsefe eğitimi gördüğü anlaşılmaktadır. Fakirane giyinişi, tüm gelirini fakirlere dağıtışı, haksızlığa tahammül etmeyişi ile ünlüdür. Gördüğü kusuru kim olursa olsun, açık bir şekilde ayıpladığı için kişiliğine ait hatıralar halen özdeyiş biçiminde söylenmektedir. Şiirlerinde hem adını hem de Katibi mahlasını kullandı. Bundan dolayı Katibi adlı öteki aşıklarla karıştırıldı. Çeşitli konuları işleyen Katibi’nin, sonraki dönemlerde de başka birçok kişi tarafından bestelendi ve günümüze ulaştı

Bir yanıt yazın